TÜRKİYE’NİN
NÜFUS DAĞILIŞI
Beyza Turfan
1927’de
yapılan ilk sayımın ardından Türkiye’nin nüfusu devamlı olarak artmıştır. 1950
yılından itibaren kır ve kent nüfusu; karma ekonomiye geçilmesi, ulaşımın
gelişmesi ve metropolleşmeyle ivmelenen göçler sonucu dengesizleşmeye
başlamıştır. Doğu sürekli göç verirken batı da göç almış, nüfus büyük
şehirlerde yoğunlaşmıştır.
Nüfusun bu
şekilde dağılmasını etkileyen faktörlerden bir tanesi iklimdir. Ülkemizde
yerleşim yeri olarak sıcaklığın ve yağışın yeterli olduğu alanlar daha çok
tercih edilmektedir. Aşırı soğuk ve aşırı sıcak, kurak yerlerde nüfus yoğunluğu
azdır. Doğu Anadolu bu duruma örnek verilebilir. İklimin sıcak olduğu ve deniz
kıyısında yer alan Akdeniz ve Ege bölgelerimiz turizmimkânın fazla olmasından
nüfusun yoğun olduğu bölgelerdir. Bitki
örtüsünün, yer şekillerinin ve toprak özelliklerinin de nüfus dağılışında
etkisi vardır. Bitki örtüsünün çok gür olduğu yerler yaşama elverişli değildir.
Aynı şekilde yeryüzü şekillerinin engebeli olduğu dik yamaçlı ve dağlık
bölgelerde nüfus azdır. Düz platoların ve ovaların olduğu İç Anadolu bölgesi tarıma
elverişli olduğundan Doğu Anadolu’ya kıyasla daha fazla nüfusa sahiptir.
Sanayileşme
diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de göçe sebep olmaktadır. İnsanlar
daha çok iş imkânı olduğu düşüncesiyle ve refah seviyelerini yükseltmek; daha
iyi ulaşım, sağlık imkânlarına erişmek için kırsal kesimlerden büyük şehirlere
göç etmektedir. Nüfusun sanayileşmenin olduğu illerde ve büyük şehirlerimizde yoğunlaşmasının
sebebi budur. Ayrıca eğitim görmek amacıyla göç edenlerin sayısı bir hayli
fazladır. Köklü üniversitelerin Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde olması
da nüfusun buralarda yoğunlaşmasının nedenlerindendir.
Madencilik
sektörü nüfusumuzu etkileyen bir başka faktördür. Batman
petrol, Zonguldak taşkömürü, Sivas- Divriği demir, Artvin-Murgul bakır,
Kastamonu-Küre bakır, Soma-linyit şeklinde listeleyebileceğimiz illerimizde
nüfus daha fazladır.
Sonuç olarak ülkemizdeki nüfus dağılışı diğer ülkelerle benzer şekilde
sanayileşmenin, tarımın, eğitim olanaklarının, iş imkânlarının olduğu
bölgelerde yoğunluk gösterirken; yaşam koşulların zorlaştığı, yeryüzü
şekillerinin engebeli, toprağın verimsiz, kuraklığın olduğu bölgelerde seyrektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder