11 Mayıs 2020 Pazartesi






Göçler Olmasaydı



Kubilay Abay





Göçler, insanların birtakım nedenlerden dolayı bulunduğu yerden başka bir yerde yaşamını sürdürmek amacıyla yer değiştirmesidir.İnsanlar hastalık, savaş ve ekonomi gibi birtakım sebeplerden dolayı, daha iyi bir yaşam kurmak için göç etmek zorunda kalmışlardır.
Göçler temel olarak ikiye ayrılabilir. Zorunlu göç ve gönüllü göç … Zorunlu göç savaş, çeşitli hastalık ve ekonomik durumlar; gönüllü göç ise kişinin daha rahat bir yaşam sürmek için seçtiği bir yaşam şeklidir. Örneğingünümüzde daha çok işçi göçleri ve beyin göçleri ve ayrıca köyden daha iyi olanaklar için semte geçiş de vardır.Dünya’da benim en çok ilgimi çeken göç Orta Asya Türklerinin göçüdür zira bu göç olmasaydı coğrafi keşifler de gecikecekti, Bizans belki de hala ayakta kalacaktı ya da biraz daha uzun bir süre ayakta kalmaya devam ederdi.Türkler yine Müslüman olurdu çünkü Talas savaşında Türkler toplu olarak Müslüman olmaya başlamıştı yani bunun Anadolu ile bir alakası yok sadece süreci hızlandırmıştır.
Bence Haçlı seferleri de olmazdı, Rusya çok daha geç gelişirdi (Altun Orda Devleti).Yani Orta Asya Göçleri diğer ülkeleri bütünüyle etkilemiş yeni bir çağın doğmasına sebep olmuştur. Bu göçler Anadolu’da noktalanmış olarak görünse de Osmanlı İmparatorluğunun genişlemesiyle göçler devam etmiştir. Esasen tarih boyunca Türkler göç etmiştir.
Şimdi asıl hususa geçelim Dünya’da hiç göç olmasaydı. Bence hiç göç olmadığı bir olasılık esasen düşünülemez zira insanlar merak eder bu merak insanların yeni kıtalar bulmasını, yeni şeyler icat etmesinden çıkarabiliriz. Ama göçler olmasaydı bir kere insanlar elindeki daha doğrusu yaşadığı yerdeki imkanları daha değerli kullanırdı. 
Farklı etkileşimler olmazdı. İstanbul gibi büyükşehirler göç almadığından diğer şehirlerin nüfuslarıyla dengelenirdi bugünkü mega kentler olmazdı. Tarım ve hayvancılıkta makineleşmeden dolayı köylerde işsizlik oranı büyük ölçüde artardı.Çarpık kentleşme günümüzdeki kadar olmazdı. Bölgesel farklılık artardı kültürümüzü belki de kültürümüzü bu kadar densizce unutmazdık.













BİR TREN İLE GİDEN YÜZ BİNLERCE CAN TATAR TÜRKLERİ...



Furkan Efe Aksuyek



Yüzyıllar boyunca Kırım'da yaşamış Kırım Tatar Türkleri. Kırım Tatar Türklerinin başına gelmeyen kalmamıştır tarihte. En kanlı cepheler, en büyük katliamların gerçekleştiği yerlerden birisi Kırım ve bunların hepsinin cefasını çekenler maalesef Tatarlar. Sene 1941 2. Dünya Savaşı'nın kanlı dönemleri. Almanlar Rusya’ya bütün cephe hattı boyunca yıldırım gibi saldırıyor. Ruslar çok ağır yenilgi altında. Ve o savaşın en kanlı cephelerinden biri Kırım cephesi. Kırım Türkleri vatanlarını korumak için Kızıl Ordu'da görev yapıyor. Almanlar bir kaç Kırım türkünü esir alıp kendi saflarında savaştırıyor.
Ama bunu sadece Kırım Türklerine değil, diğer Fransız, Rus, İngiliz askerline de uyguluyorlardı. 2. Dünya Savaşında Kırım Türklerinden bir sürü savaş kahramanı çıktı. Bunlardan en bilineni Ahmet Han Sultan. 2. Dünya Savaşı'na pilot olarak katılıp tek başına 30 filo içinde 16 tane Alman uçağını düşürerek en yüksek ödül olan “Sovyet kahramanı” ödülünü tam iki kez aldı. Savaş bittiği zaman bütün kandaşlarının vatan topraklarından sürüldüğünü öğrendi. Tarih 18 Mayıs 1944'e geldiği zaman komünizm adı altında dünyanın görmüş olabileceği en büyük faşist liderlerden biri olan Joseph Stalin o emri verdi, Kırım Türklerini bölgeden sürün.
Bir grup Sovyet askeri köylere giderek Kırım Türklerine hazırlanmaları için 15 dakika verip alabilecekleri maksimum ağırlığın 500 kilogram olduğunu söyledikleri halde bu haktan bile mahrum bırakıldılar. Ve tren yola çıkmıştı toplamda yüzbinlerce Kırım Türkünü bir trene sığdırıp SSCB'nin en doğusuna gönderdiler. Üstelik unuttukları 2 köyü bir gemiye bindirip Kırım denizi açıklarında batırdılar. Bu trende açlık, hastalık, kan zehirlenmesi gibi sebeplerden binlerce insan öldü. Ölenler yol arasında verilen kısa duraklarda trenden aşağıya atılıyordu. Daha sürgün bölgesine varmadan on binlerce Kırım Türkü hayatını yitirdi. Sürgün edildikleri bölgede yokluk içinde bırakılan Kırım Türkleri pamuk tarlarında adeta bir köle gibi çalıştırıldı.
Yine on binlercesi açlık, susuzluk, hastalık gibi sebeplerden ötürü hayatını kaybetti. 1986 yılına gelindiğinde halklara yapılan bütün sürgün ve kısıtlamaların kaldırıldığı söylendi. Fakat yurtlarına geri dönmeye çalışan Kırım Türkleri birçok bürokratik engelle karşılaştı. Bunun üzerine 1987 yılında vatanlarına dönemedikleri için Kızıl Meydan’da gösteriler yapıp bütün dünyaya seslerini duyurdular ve 1989'dan itibaren o kadar engele karşı dönüşler başladı. Peki sonuç ne oldu? Bu bahtsız Kırım Türklerinin vatanları 2014 yılında bir kez daha Ruslar tarafından işgal edildi ve hâlâ Rusların elinde.
Peki soruyoruz bu sürgün adı altında yapılan etnik köken temizleme çalışması Birleşmiş Milletler yasalarına göre soykırım sayıldığı halde neden hâlâ sürgün adı altında geçiyor? Neden konu Türk'ün yaptığı ve soykırım olmadığı bariz olan Ermeni Tehciri hâlâ konuşuluyorken Rusya'nın yaptığı neden konuşulmuyor? Ve Türkler olarak kendi ırkımızdan olan insanlara yapılan onlarca şey varken biz neden bunlara ses çıkarmıyoruz? 18 Mayıs 1944, ölen binlerce Kırım Türkü’nün ruhu şad mekanı cennet olsun.















COĞRAFYA KADER MİDİR?


Irmak Karaburçak






Evet. Coğrafya kaderdir.
Hayatlarımız çok fazla faktörle şekil alır. Tanıştığımız insanlar, ailemiz, isteklerimiz ve seçimlerimiz… Ama dünyaya geldiğimiz ve yaşadığımız coğrafya hayatımızı şekillendiren en önemli etkendir. Bu açıklamadan anlaşıldığı gibi coğrafya kaderdir.
Bazı bölgelerin stratejik, ekonomik ve politik avantajı olmasına rağmen bazı bölgeler yıllardır savaşlarla mücadele ediyor. Yani coğrafyanın bazı karakteristik yapıları da beraberinde getirdiğini inkâr edemeyiz.
Bir bölgenin coğrafi konumu onun geleceğini şekillendirir. Kim ne derse desin, insanların karakterleri yaşadıkları bölgenin durumuna ve sahip olduğu olanaklara bağlı olarak değişir ve çoğu zaman hayatlarımız da bununla sınırlı kalır. Aynı şeyi değiştiremediğimiz ya da çok az değiştirebildiğimiz dil, ırk gibi bazı diğer faktörler için de söyleyebiliriz. Ama asıl önemli olan şey bu faktörlerin bizi sınırlandırmasına izin vermeden kendimizin farkına varmaya çalışmaktır.





DÜNYA’NIN BACASIZ SANAYİSİ: TURİZM




Ayça Akan
Göksu Karakülah






Günümüzün bacasız sanayisi olan ve Fransızcadan dilimize geçen turizm; kısaca insanların dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla sürekli ikamet ettiği yerden başka bir yere geçici olarak yaptığı gezilerdir. Bu faaliyetlerin ortaya çıkmasında sanayileşme ve şehirleşmenin etkisiyle hava kirliliğinin artması, yeşil alanların azalması, stres, yorgunluk, gürültü vb. faktörler etkili olmuştur. Peki ya turizmin dünyadaki yeri nedir?
Ülkelerin sahip olduğu turizm potansiyeli, ekonomilerine ciddi anlamda katkı sağlar. Bu nedenle turizm, dünyanın en dinamik ve en büyük ekonomik faaliyetlerinden biridir.UNWTO'nun "2018 Turizm Özetleri" raporuna göre turizm sektörü, dünyadaki tüm gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 10'una, küresel ticaretin yüzde 7'sine ve her 10 istihdamdan birine tekabül ediyor.  Raporda dünya genelinde toplam 1 milyon 323 bin turist gelişi olduğu kaydedildi. Buna göre Avrupa'yı 671 milyon, Asya-Pasifik'i 324 milyon, Amerika'yı 207 milyon, Afrika'yı 63 milyon ve Ortadoğu'yu 58 milyon turist ziyaret etti.
Ayrıca turizmin ülkelerde dış borç ödemelerine katkı sağlanması, alt ve üstyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi ciddi getirileri vardır. Bu açıdan bakıldığında özellikle İspanya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerin dış ticaret açığını turizmden elde ettiği gelirlerle kapatmaya çalıştığını söylemek mümkündür.  Türkiye de bu ülkeler arasında yer alır.Örneğin Dünya Turizm Örgütü’ne (WTO) ait 2017 yılı verilerine göre yaklaşık 1 milyar 326 milyon turistin ziyaret ettiği dünya ülkeleri,1 trilyon 340 milyar dolara yakın gelir elde etmiştir. Türkiyede ise turizm geliri 2018 yılında 29 milyar 512 milyon 926 bin dolardır. Bu rakamlar göz önünde bulundurulunca hem dünya ekonomisinde hem de Türkiye ekonomisinde turizmin payı oldukça yüksektir.
Bu veriler size turizmin sadece ekonomide söz sahibi olduğunu düşündürmesin. Turizm, hem uluslararası ilişkilerde hem de kültürel arası etkileşimde de söz sahibidir.
Örneğin insanlar, yurt dışına yapacağı turistik gezilerde kendi ülkesinin politik ve sosyal ilişkilerinin iyi olduğu ülkeleri tercih eder. Hatta ülkeler arasındaki politik ilişkilerin gelişmesiyle bazı ülkelerin karşılıklı olarak vize uygulamasını kaldırdığı görülmektedir. Ülkelerin daha fazla turist çekmek amacıyla uyguladığı bu politika, uluslararası ilişkilerde turizmin etkisini kanıtlar niteliktedir.
Kültürler arası etkileşimde ise turizm, insanlara farklı ülke ve kültürleri tanıma imkânı verir. Böylece turizm; farklı kültür ve yaşam tarzlarına sahip insanların birbirleriyle kaynaşmasına yardımcı olup toplumlar arasında hoşgörü ortamı oluşmasına katkı sağlar. Aynı zamanda Suudi Arabistan’ın ekonomisinin %9 unu turizmden karşılaması dini unsurların da turizme etkisi olduğunu göstermektedir.
Dünyada en çok turist alan ülkelere bakılacak olursa 2019 yılının verilerine göre 90 milyonu aşkın ziyaretçisi ile ilk sırada Fransa yer almaktadır.Fransa'yı 83.8 milyon turist ile İspanya izledi.  Ülkemiz ise bu sıralamada 52.5 milyon turist ile altıncıdır. Geçmişe baktığımızda bu rakamları görürken, peki gelecek bizi nereye götürüyor dersiniz? Bu günlerde tüm dünyanın gündemine oturan Covid-19 nedeniyle sanırım çoğumuz bu soruya yanıt aramakta zorlanıyor. Şimdilerdeyse dünyaca ünlü olan, her yıl milyonlarca turisti ağırlayan müzeler, sergiler, tarihi yerler, sirkler vb. alanlar kendilerini internet portalına açmış bulunmaktalar. Hepimizin evde olduğu bu zor günlerde sizler de canınız sıkıldığında, yapacak bir şeyiniz kalmadığını düşündüğünüzde sadece birkaç tıkla yatağınızda uzanırken dünyayı gezme şansını yakalayabilirsiniz.





THE WORLD'S STAINLESS INDUSTRY: TOURİSM
Tourism, which is the fluelessindustry of our day and passed into our language from French, is brieflyused for resting, havingfun, seeing, getting to know, etc. are temporarytrips from one place to another for permanentpurposes. In the emergence of theseactivities, with the effect of industrialization and urbanization, increased air pollution, decreasedgreenareas, stress, fatigue, noise, etc. factors have been effective. But what is the place of tourism in the world?
The tourismpotential of the countriescontributessignificantly to their economies. For this reason, tourism is one of the most dynamic and largesteconomicactivities in the world. According to the "2018 TourismSummaries" report of UNWTO, the tourismsectorcorresponds to 10 percent of all grossdomestic product in the world, 7 percent of global trade and one out of every 10 jobs. In the report, it was recorded that there are a total of 1 million 323 thousandtouristarrivals worldwide. Accordingly, touristsvisited Europe, 671 million, Asia-Pacific 324 million, America 207 million, Africa 63 million and the Middle East 58 milliontourists.
In addition, tourism has seriousbenefits such as contributing to foreign debtpayments and improvinginfrastructure and superstructureservices. From this point of view, it is possible to say that especially countries such as Spain, Greece and Portugal are trying to close the foreign trade deficit with the revenuesobtained from tourism. Turkey is also amongthesecountries. For example, according to the 2017 data of the World Tourism Organization (WTO), the world countriesvisited by approximately 1 billion 326 milliontourists have earnednearly 1 trillion 340 billiondollars.
These data should not make you think that tourism only has a say in the economy.Tourism has a say in both international relations and culturalinteraction.For example, peopleprefercountries with good political and social relations in their owncountryduringtouristictripsabroad.Even with the development of political relations between countries, it is seen that some countriesmutuallycancel visa application. This policy implemented by countries in order to attract more touristsproves the effect of tourism in international relations.
In interculturalinteraction, tourismgivespeople the opportunity to get to know different countries and cultures. Thustourism; It helpspeople with different cultures and lifestyles to mingle with each other and contributes to creating an atmosphere of toleranceamongsocieties.At the same time, Saudi Arabia's economymeets 9% of tourism, which shows that religiousfactors have an impact on tourism.
If you look at the countries that receive the mosttourists in the world, France ranks first with over 90 millionvisitorsaccording to the data of 2019. Spain followed France with 83.8 milliontourists. Our country is the sixth in this ranking with 52.5 milliontourists.Looking at the past, when we see these numbers, what do you think the future takes us? Because of Covid-19, which is on the agenda of the whole world these days, I think most of us have a hard time looking for an answer to this question.Nowadays, museums, exhibitions, historicalplaces, circusesetc., which are world famous and host millions of touristseveryyear. areas have opened themselves to the internet portal.You can get the chance to travel the world while lying in your bed with just a fewclicks when you feelbored and think that you have nothing to do in these difficult days when we are all at home.





Yeni Hayat İrem Deniz Aslan Sanat insanların hayatlarını etkileyen önemli olayları duygularla birleştirir. Sonuc...