22 Mayıs 2020 Cuma





Coğrafya Kader(mi)dir?
Kaderine Karşın Kaderini Şekillendirmek



Esra ALBAYRAK




İnsanların dünyaya gelirken seçemeyeceği bazı şeyler vardır. Mesela doğduğumuz yeri seçemeyiz. Doğduğumuz yer bizim kaderimiz mi yoksa değil mi? Bence doğduğumuz yer yani dünyaya geldiğimiz coğrafya aynı cinsiyetimiz gibi bizim kaderimizdir.

Doğduğumuz yerin hayatımızda önemli bir yeri vardır.Ama doğduğumuz coğrafya hayatın bize sunduğu imkânları kısıtlamaz. Örneğin Mardin'de büyük bir ailenin yedinci çocuğu olarak 1946’dadünyaya gelen Aziz SANCAR'IN kaderi bu coğrafyada doğmakmış. Kimi şehirlere kimi ülkelere göre verebileceği imkânı çok az olan bir bölgemizdir Mardin. Ama Aziz SANCAR kaderine karşın kaderini şekillendirmiş ve çok önemli başarılara imza atmıştır.

Evet, doğduğumuz coğrafyayı biz belirleyemiyoruz mesela şu an İsviçreli bir ailenin çocuğu da olabilirdik Liberyalı bir ailenin çocuğu da olabilirdik ama hayat herkese eşit imkân sunuyor. İşte bunu kavrayabilen kişiler elverişsiz ortamlarda büyümesine rağmen hayatta bir şey başarabiliyor.
      Hayata hep azimli bir pencereden bakan bir insan geldiği yeri değiştiremez ama gideceği yeri ve başarılarını belirleyebilir.
Anahtar Kelimeler : Azim, fikir, kader, başarı, ilham






Coğrafya Neden Önemlidir?


Kerem Yavuz Can



Coğrafyaiklimi, ekosistemi, tarımı ayrıca devletlerin ve insanların kültürlerini ve ekonomik faaliyetlerini etkiler. Ben burada coğrafyanın ekonomiye olan etkisini ele almak istiyorum. Türkiye konum açısından dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. İstanbul boğazına sahip olduğu için ticari gemiler oradan geçerken Türkiye buradan gelir elde etmektedir.

Ayrıca Doğu Akdeniz’e kıyısı olduğu için kendi kıta sahanlığında bulunan doğal gaz ve petrol rezervi ona aittir. Dünyadaki bor rezervinin enbüyük kısmı Türkiye’de bulunur. Karadeniz bölgesi balıkçılığa elverişlidir. Akdeniz Bölgesi’ndeyse ağırlıklı olarak meyve ve sebze üretilmektedir. Bunların ihracı ülkeye önemli bir gelir sağlamaktadır. Türkiye iklimi ve deniziyle dünyanın en fazla turist çeken 6. Ülkesi olması nedeniyle turizm gelirlerine sahiptir. 

Bireyler açısındansa insanların ekonomik faaliyetleri bölgeden bölgeye değişmektedir. Örneğin Ege Bölgesinde zeytin yetiştiriciliği ve arıcılık, Akdeniz’de turunçgiller ve pamuk yetiştiriciliği, İç Anadolu’da buğday yetiştiriciliği, Karadeniz’de balıkçılık, Doğu Anadolu’da hayvancılık Türkiye’de en çok görülen ekonomik faaliyetlerdir. Dolayısıyla coğrafi konum gelir kaynağı seçiminde önemli bir etkendir.

Öte yandan kardeş ülkemiz Azerbaycan Kafkasya’da bulunan bir ülkedir ve Hazar Denizi’ne kıyısı vardır dolayısıyla güçlü petrol rezervi vardır. Ayrıca tahıl, meyve, pamuk, çay ve tütün yetiştiriciliği ve arıcılıkla hayvancılık da önemli ekonomik faaliyetlerdendir.

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi coğrafyanın insan ve devlet ekonomilerine doğrudan katkısı bulunmaktadır ve oldukça önemlidir.






GÖÇSÜZ DÜNYA SENARYOSU


                                                                               Erkin Apak






Yaklaşık 70.000 ila 100.000 yıl önce Homo Sapiens Afrika’dan göç etmeye başladı. Tarih boyunca göçler her zaman devam etti ve küreselleşme meydana geldi. Peki, olaylar böyle gelişmeseydi dünya nasıl bir yer olurdu? Bu göçlerin yararları ve zararları neydi? Gelin, geçmişten örneklerle bu konuyu ele alalım.

Öncelikle göçün kültürel zenginlik, bilimsel ilerleme, gelişmiş ülkelerin iş gücü açığını kapatma gibi durumlarda önemli bir rolü olduğu kaçınılmaz. Şimdi Alman araştırıcıların 1933’te başlayan göçlerinden bahsetmek istiyorum. Nazilerin baskısıyla bazı bilim insanlarının Türkiye’ye gelişiyle tıp, ülkemizde uluslararası bir düzeye taşındı. Bu kişilerin verdiği eğitimle çok değerli Türk hekimler yetişti. Ankara’da ilk modern çocuk hastanemizi kuran İhsan Doğramacı, Düsseldorflu Profesör Albert Eckstein’ın öğrencisiydi. Yani Alman bilim insanları gelmeseydi, belki de Türkiye’nin tıptaki ilerlemesi bu kadar olamayabilirdi.

Göçün bilimsel açıdan etkilerine ülkemizden bir örnek verdikten sonra zamanı geriye sarıp, daha geniş bir kapsama sahip olan bir döneme gidiyoruz. Doğu bütün ticaret yollarını elde edince Avrupa sıkıntıya girmişti. Ama Kristof Kolomb Hindistan’a gitmek isterken Amerika’nın keşfedilmesi olayların seyrini değiştirdi. Böylece Avrupa’nın nüfus fazlalılığı sorununu çözebileceği ve elindeki ürünleri ekebileceği bir bölge bulunmuş oldu; tabii önemli bir göç dalgası başladı. Afrika’dan insanlar zorunlu olarak göç ettirildi; Sanayi Devrimi’nden sonra teknoloji ilerleyince Amerika’ya gelen Afrikalıların sayısı da arttı. 

Bu hareketlilikle sadece insanlar değil; aynı zamanda çeşitli bitkiler, hayvanlar ve salgınlar da yer değiştirdi. Eski ve Yeni Dünya arasında bir değiş tokuş başladı. Şimdi bütün bahsettiklerimizden göç etkenini çıkaralım ve tekrar bakalım. Ne kadar çok şey değişti, öyle değil mi? Avrupa’daki devasa para akışı gerçekleşemeyecekti; acaba günümüzdeki Amerika’yla karşılaşabilecek miydik veya şu an sofralarımızda bulunan fasulyeyle, domatesle, biberle? Ya Rusya’yı dünya gücü yapan patatese ne demeli?

Yukarıda anlatılan örneklerle de görüyoruz ki, geçmişteki göçlerin olmadığını düşünmek, zihnimizde bambaşka bir dünya oluşturmaktadır.

Anahtar kelimeler: Göç, Dünya, değişim

Yeni Hayat İrem Deniz Aslan Sanat insanların hayatlarını etkileyen önemli olayları duygularla birleştirir. Sonuc...