MEDENİYETLERİN BEŞİĞİ ANADOLU
Elif Damla Atasoy
Hilal Gür
Zehra Koçyiğit
Medeniyetlerin gelişimi coğrafi potansiyel ile yakından ilgilidir.
Anadolu'da coğrafi
konumunun elverişliliği
ikliminin insan yaşamına ve faaliyetine uygun olması doğal kaynaklarının bol
olması su kaynakları verimli tarım arazilerinin varlığı nedeniyle daima dikkat
çekmiştir. Bu nedenle tarih öncesi dönemlerden beri önemli bir yerleşim ve
uygarlık merkezi olmuştur. Bu yazımızda Anadolu'da kurulan ilk çağ
medeniyetlerinin kuruluş yeri olarak neden Anadolu'yu seçtiklerini ve günümüz
Türkiye'sinin coğrafi potansiyelinin öneminden bahsedeceğiz.
Medeniyet kavramı anlam
bakımından bir sürü tanımlamaya sahip bir kelimedir. Sezai Karakoç’a göre
insanlığın fizik ötesi amacına varması için kurduğu yaşam tarzı ve gerçekleştirdiği
tüm çevredir medeniyet. Genel bir açıklama yapacak olursak da sosyal düzeyi
bakımından yüksek konuma gelmiş, belirli bir zaman ve yerde yaşayan topluluk olarak
da tanımlayabiliriz medeniyeti.
Anadolu’nun, tarih öncesinde
birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasının nedeni medeniyetlerin tarihi
incelendiğinde ortaya çıkmaktadır. Paleolitik Dönem ile yerleşik düzen ve
tarımsal üretimin gerçekleştiği Neolitik Dönem (Cilalı
Taş Devri) arasındaki geçişi
hazırlayan ara dönem olan Mezolitik Çağ'da Pleistosen
buzullarının erimesi sonucunda
hava sıcaklıkları yükseldiğinden ötürü nüfusu artan
insanoğlu, mağaralardan çıkıp
farklı bir yerleşim sistemi kurmak istemiştir. Böylelikle, yeni yerleşim
bölgeleri en çok su kaynaklarına yakın yerlerde tercih edilmiştir. İnsanoğlunun
toprağa bağlanmaya başlaması onu yeni keşiflere itmiş, böylelikle uygar yaşamın
ilk adımları atılmıştır. Tahıl alım satımıyla birlikte ticaret toplumsal yapıda
büyük değişikliklere yol açmış, artı ürün sayesinde yiyecek derdine düşmeden
yaşamını sürdürebilen zanaatçı, yönetici, din adamı ve bürokrat gibi toplumsal
sınıflar ortaya çıkmıştır.
Toplumun şehir hayatını
benimsemesi jeopolitik unsurların önem kazanmasını sağlamış, bu da hiç
bitmeyecek olan mücadelelerinin başlamasına neden olmuştur.
İnsan mekâna farklı kazanımlar
katarak, mekânı, barınma ihtiyacının dışında fonksiyonel bir yapıya
dönüştürmüştür. Bu dönüşüm sonucu şehirler ortaya çıkmıştır. Neolitik Dönem’de (M.Ö.9000-5500)
ortaya çıkan Çatalhöyük, “Şehircilik” kavramının çıkış noktasıdır. Bu özelliğinden
dolayı, Çatalhöyük “Uygarlığın / Medeniyetin Beşiği” olarak da tanımlanmıştır.
Anadolu, bir dönemki adıyla
“Küçük Asya” mekân olarak pek çok tarihi olayın yaşandığı bir coğrafya olmuştur
ki Çatalhöyük ve benzeri Neolitik yerleşimlerin Anadolu coğrafyasında keşfedilmesi
ile Mezopotamya’ya atfedilen “ilk şehirleşme” sıfatı artık Anadolu için de geçerli
olmuştur.
Medeniyetlerin varlıklarını ve
gelişimlerini destekleyen koşullar incelenirken öncelikle üzerinde var olunan
mekan ele alınmalıdır. Çünkü mekan sahip olduğu özelliklerle insanın sosyal ve
kültürel faaliyetlerinin sınırını belirlemektedir. Anadolu, uygun coğrafyası nedeniyle
her zaman dikkat çekici olmuştur. Üç kıta arasında yer alması, önemli boğaz ve denizlere
sahip olması bu topraklara hâkim olan medeniyetlerin gelişimine katkı
sağlamıştır.
Toprakları üzerinden geçen Kral
Yolu, İpek Yolu ve Baharat Yolu gibi önemli ticaret yolları tarih boyunca
Hititlerden Bizanslılara, Selçuklulardan Osmanlı’ya pek çok medeniyetin ekonomik
ve siyasi gücü elinde bulundurmasını sağlamıştır. Anadolu'nun kuzey ve güneyden
sıra dağlarla çevrili olması ve doğusunda yüksek dağların bulunuşu kapalı
bölgeler oluşturmuş buralarda değişik uygarlıkların gelişimine sebep olmuştur.
Anadolu iki bakımdan önemli bir
yere sahiptir: ilki coğrafi konumu, ikincisi ise hammadde zenginliğinden ötürü
dört bir yanından gelen tüccarların uğrak yeri olmasıdır. Anadolu'da tarım çok
önemli bir yere sahip olmuştur ve bu ürünlerden en önemlisi ise buğdaydır.
Bugün de İç Anadolu bölgesi ülkemizin buğday ambarı olarak
isimlendirilmektedir. Ova ve plato yüzeylerinin geniş yer tutması küçükbaş
hayvancılığını yaygınlaştırılmıştır.
Mezopotamya uygarlığı olan
Asurlular, Orta ve Güneydoğu Anadolu'da, “karum” adı verilen ticaret
merkezlerini kurmaya başlamışlardır. Bu da Anadolu'da ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
Bu verimli topraklarda medeniyetin temelini Hititler oluşturmuştur. Hititlerin
bu kadar büyümesinin temel nedeni ise tarım ve hayvancılıktır. Frigler Sakarya
Nehri çevresinde hüküm sürmüşlerdir ve Ege obalarında bugün ülkemizin önemli
tarım ürünlerinin yetiştirildiği tütün incir ve benzeri ürünleri yetiştirmiş,
ayrıca kuyumculukta da gelişmişlerdir. Van Gölü çevresinde Urartu medeniyeti
varlığını sürdürmüş; Van ve çevresindeki dağlık alanlar o bölgede hayvancılığın
gelişmesini sağlamıştır. Urartuların Anadolu'da bulunan yeraltı kaynaklarının
zenginliğinden dolayı Demir Çağı'nı başlattıkları da
bilinmektedir. Lidyalılar ise
bugünün önemli ticaret aracı olan paranın temeli olarak sikkeyi icat etmiştir.
Gelişmesinin nedeni bu bölgede bulunan altın madenleridir.
Günümüzde çevresine
bakıldığında Türkiye, Akdeniz’i Karadeniz’e bağlayan, Balkanlar, Kafkaslar ve
Orta Doğu’yu birleştiren bir köprü konumundadır. Birleştirici yapısı iklim tiplerinin,
bitki türlerinin ve toprak yapılarının çeşitliliğinden de görülmektedir. Türkiye
özel konumu bakımından, yeryüzünün insanlar için yaşamaya, çalışmaya, gelişmeye
ve ilerlemeye en uygun iklim kuşağında bulunmaktadır. Ülkede yaşanan farklı
iklim tipleri, çeşitli bitki türleri ve toprak yapıları, konumunun
özelliklerini yansıtır. Bu özelliklerinden doğan turizm olanakları ve
hayvancılık, ülkenin kaynaklarının çok yönlülüğünü kanıtlar
niteliktedir. Coğrafi
konumundan hareketle Türkiye komşularının ekonomik birlikteliklerini, siyasetini,
politikalarını, mücadelelerini, savaşlarını, tarihini, turizmini, kültürel
etkileşimini, ulaşım potansiyelini vb. önemli özelliklerini etkilemektedir.
Kısaca kıtaların karşılaştıkları bir yerde olan Türkiye; Dünya Adası’nın
menteşesi üzerine vurulan kilit ve onun anahtarı niteliğindedir.
MELTING POT OF CIVILIZATION
:ANATOLIA
The development of
civilizations is closely related to geographic potential. The suitability of its
geographical location in Anatolia, its climate suitable for human life and
activity, its natural resources are abundant, and its water resources have
always attracted attention due to the existence of fertile agricultural lands.
For this reason, it has been an important settlementand
civilization center since prehistoric times. In this article it caused as a
place of
establishment of the first ages
of civilization in Anatolia will talk about the importance of the geographical potential of Anatolia and today
they chose Turkey.
The concept of civilization is
a word with many definitions in terms of meaning. According to Sezai Karakoç,
civilization is the lifestyle it has established and the whole environment it has
achieved in order for humanity to achieve its post-physics goal. If we make a
general explanation, we can define civilization as a community that has reached
a high level in terms of social level, living at a certain time and place.
The reason why Anatolia was
home to many civilizations before history comes out when the history of
civilizations is examined. In the Mesolithic Age, which was the intermediate
period that prepared the transition between the Paleolithic Period and the settled
order and the Neolithic Period (Polished Stone Age), where the production of
the Pleistocene glaciers, the population increased due to the increase
in the population due to the
melting of the Pleistocene glaciers and wanted to establish a different settlement
system. Thus, new residential areas were mostly preferred close to water resources.
The beginning of human beings
to connect to the ground pushed him into new discoveries,thereby taking the
first steps of civilized life. Along with the purchase and sale of grain, trade
caused great changes in the social structure, and thanks to the product, social
classes such as artisans, managers, clergymen and bureaucrats, who could
survive without food trouble, emerged.
The society's adoption of the city life caused the geopolitical
elements to gain
importance, which led to the
endless struggles.Assyrians, the Mesopotamian civilization, started to
establish trade centers called "karum" in Central and Southeastern
Anatolia. This enabled the development of trade in Anatolia. The
Hittites formed the basis of
civilization in these fertile lands. The main reason for the Hittites to grow
so much is agriculture and animal husbandry. The Phrygians ruled around the Sakarya
River and they have grown tobacco figs and similar products in which the
important agricultural products of our country are grown in the Aegean stoves,
and they have also been developed in jewelery. Urartu civilization existed
around Lake Van; The mountainous areas in Van and its surroundings enabled the
development of livestock in that region. It is also
known that the Urartu started
the Iron Age due to the wealth of underground resources in Anatolia. The
Lydians invented the coin as the basis of money, which is today's important trading
tool. The reason for its development are the gold mines in this region.
Nowadays, when looking around
Turkey, which connects the Mediterranean to the Black Sea, the Balkans, is a
bridge connecting the Caucasus and the Middle East. Its unifying structure is
also seen from the diversity of climate types, plant species and soil
structures.
Turkey in terms of the special
position of the earth for people to live, work, situated in the most
appropriate climate to grow and progress. Different climate types, various
plant species and soil structures in the country reflect the features of its
location. Tourism opportunities and animal husbandry arising from these
characteristics prove the versatility of the country's resources. Turkey
economic unity of their movement adjacent to its geographic location, politics,
policies, struggle, war, history, tourism, cultural interaction,
transportation, etc.
potential. affects its
important features. In short, Turkey is a place facing the continent; The lock
hit on the hinge of the World Island and its key.