30 Nisan 2020 Perşembe





GÖÇ OLGUSUNUN EKONOMİK VE MEKÂNSAL ETKİLERİ

                                                                                          Kerem Akça





Bu konuyu açıklamak ve üzerine konuşmak için öncelikle göç olgusunun tanımını bilmemiz lazım. Kısaca göç, siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplulukların bulundukları, oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka bir yerleşim yerine ya da başka bir ülkeye gitme eylemi olarak tanımlanıyor. Türkmen Türkçe’sinden alınan bu sözcük hareket, manevra anlamındadır. Göçler iç, dış, beyin göçü gibi birçok türe ayrılır. Bu göçün olgusunun bir karşılığı fakat göçün mekânsal ve ekonomik etkilerine değinmek istiyorsak göç kavramını iyice anlamamız lazım. Bunun için de kafamızdaki bilgileri somutlaştıracak, hayatın içinden bir örnek vermenin yeterli olacağını düşünüyorum.
Göç olgusunun ekonomik ve mekânsal etkilerini bir örnekle ele alacak olursak; Ali İç Anadolu’nun güzide bir köyünde yaşayan kimsedir. Üniversite okuyamamış anne ve babasının olan ve zamanında onların da çalıştığı tarlayı işleyerek kendisini ve ailesini geçindirmeye çalışır. Ama bir süre sonra Ali’nin çocukluk arkadaşı Mehmet İstanbul’dan döner. Mehmet 3 seneden beridir İstanbul’dadır ve hizmet sektöründe çalışmıştır. Bir otelde garson, komi, şef yardımcısı ve temizlik görevlisi olarak çalışmıştır.  Mehmet geldiği gün köy kahvesindebüyükşehirde yaşamanın güzelliklerini ve hizmet sektöründe çalışarak kolay bir şekilde para kazanılabileceği gibi söylemlerde bulunmuş tarım yaparken verilen emeğin karşılığının alınmadığını söylemiştir. Ali de dâhil kahvedeki neredeyse tüm insanlar bu söylemlerden etkilenmişlerdi. Tarımda makineleşme gibi etkenlerle de birlikte iyice işinden sıkılan ve verdiği emeğin karşılığını alamayan köylüler göç fikrine daha da sıcak bakmışlar ve aileleriyle konuşup ilk başta mevsimlik olarak kırdan kente göç etme kararı almışlardır. Umarım verdiğim örnek bu konuda rahat bir fikir sahibi olmamıza ve daha rahat fikir yürütmemize yardımcı olmuştur.
Göçün etkilerini iki ana gruba ayırabiliriz: Bunlardan birincisi göç veren, diğeri ise göç alan yerdeki değişimlerdir.
Göç veren yerde nüfusun azalması başlıca sorunlardandır. Özellikle üretici gücü oluşturan genç nüfusun kaybedilmesi, göç veren yerde üretimin azalmasına neden olmaktadır. Göç veren yerlerde nüfusun azalmasına bağlı olarak bazen okullar ve sağlık ocakları kapatılmakta,   bu durum o yerleşim birimlerinde yaşamaya devam edenler için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu tür alanlara yönelik yatırımların azalması da göç veren yerlerde karşımıza çıkan sorunlardan biridir
Göç alan yerlerde yaşanan olgulardan biri gecekondulaşmadır. Bu durum plansız kentleşmeye neden olmakta, gecekondu alanlarında alt yapı ve çevre sorunları ortaya çıkarabilmektedir. Hızlı gecekondulaşma sosyal tesislerin ve eğitim kurumlarının yetersiz kalmasına neden olmaktadır.Göç sonucu şehirlerin alanı kısa bir süre içinde genişlemekte, çevrede yeni yerleşmeler kurulmaktadır. Bu nedenle bazen yerleşmeye elverişli olmayan alanlar yerleşmeye açılmakta, bazen doğal bitki örtüsü tahrip edilmektedir. Şehrin büyümesine bağlı olarak eskiden şehir dışında olan fabrikalar şehrin içinde kalabilmekte ve bu da çevre sorunlarına neden olmaktadır.
  Fazla göçten dolayı iş istihdamında düşüş ve işsizliğin artması, çok işçi olduğu için ve kırdan gelen işçilerin çok maaş istemedikleri için şehirli işçilerin de maaşlarının düşmesi, göç alan ve veren şehrin eğitim düzeylerinin azalması gibi sıralayabiliriz. (göç edenler genellikle lise mezunu olduğu için ve göç ettikleri yerlerdeki okulların kullanılmadığından yıkılmasından dolayı)
                                                                                      
Anahtar Kelimeler: Göç, Kırdan Kente, Parçalanma













1 yorum:

Yeni Hayat İrem Deniz Aslan Sanat insanların hayatlarını etkileyen önemli olayları duygularla birleştirir. Sonuc...