GÖÇ OLGUSUNUN EKONOMİK VE MEKÂNSAL
ETKİLERİ
Kerem Akça
Bu
konuyu açıklamak ve üzerine konuşmak için öncelikle göç olgusunun tanımını
bilmemiz lazım. Kısaca göç, siyasal, toplumsal
ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplulukların bulundukları,
oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka bir yerleşim yerine ya da başka bir
ülkeye gitme eylemi olarak tanımlanıyor. Türkmen Türkçe’sinden alınan bu sözcük
hareket, manevra anlamındadır. Göçler iç, dış, beyin göçü gibi birçok türe
ayrılır. Bu göçün olgusunun bir karşılığı fakat göçün mekânsal ve ekonomik
etkilerine değinmek istiyorsak göç kavramını iyice anlamamız lazım. Bunun için
de kafamızdaki bilgileri somutlaştıracak, hayatın içinden bir örnek vermenin
yeterli olacağını düşünüyorum.
Göç olgusunun ekonomik ve mekânsal etkilerini bir örnekle ele
alacak olursak; Ali İç Anadolu’nun güzide bir köyünde yaşayan kimsedir.
Üniversite okuyamamış anne ve babasının olan ve zamanında onların da çalıştığı tarlayı
işleyerek kendisini ve ailesini geçindirmeye çalışır. Ama bir süre sonra
Ali’nin çocukluk arkadaşı Mehmet İstanbul’dan döner. Mehmet 3 seneden beridir
İstanbul’dadır ve hizmet sektöründe çalışmıştır. Bir otelde garson, komi, şef
yardımcısı ve temizlik görevlisi olarak çalışmıştır. Mehmet geldiği gün köy kahvesindebüyükşehirde
yaşamanın güzelliklerini ve hizmet sektöründe çalışarak kolay bir şekilde para
kazanılabileceği gibi söylemlerde bulunmuş tarım yaparken verilen emeğin
karşılığının alınmadığını söylemiştir. Ali de dâhil kahvedeki neredeyse tüm insanlar
bu söylemlerden etkilenmişlerdi. Tarımda makineleşme gibi etkenlerle de
birlikte iyice işinden sıkılan ve verdiği emeğin karşılığını alamayan köylüler
göç fikrine daha da sıcak bakmışlar ve aileleriyle konuşup ilk başta mevsimlik
olarak kırdan kente göç etme kararı almışlardır. Umarım verdiğim örnek bu
konuda rahat bir fikir sahibi olmamıza ve daha rahat fikir yürütmemize yardımcı
olmuştur.
Göçün
etkilerini iki ana gruba ayırabiliriz: Bunlardan birincisi göç veren, diğeri
ise göç alan yerdeki değişimlerdir.
Göç
veren yerde nüfusun azalması başlıca sorunlardandır. Özellikle üretici gücü
oluşturan genç nüfusun kaybedilmesi, göç veren yerde üretimin azalmasına neden
olmaktadır. Göç veren yerlerde nüfusun azalmasına bağlı olarak bazen okullar ve
sağlık ocakları kapatılmakta, bu durum o yerleşim birimlerinde
yaşamaya devam edenler için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu tür alanlara
yönelik yatırımların azalması da göç veren yerlerde karşımıza çıkan sorunlardan
biridir
Göç
alan yerlerde yaşanan olgulardan biri gecekondulaşmadır. Bu durum plansız
kentleşmeye neden olmakta, gecekondu alanlarında alt yapı ve çevre sorunları
ortaya çıkarabilmektedir. Hızlı gecekondulaşma sosyal tesislerin ve eğitim
kurumlarının yetersiz kalmasına neden olmaktadır.Göç
sonucu şehirlerin alanı kısa bir süre içinde genişlemekte, çevrede yeni
yerleşmeler kurulmaktadır. Bu nedenle bazen yerleşmeye elverişli olmayan
alanlar yerleşmeye açılmakta, bazen doğal bitki örtüsü tahrip edilmektedir.
Şehrin büyümesine bağlı olarak eskiden şehir dışında olan fabrikalar şehrin
içinde kalabilmekte ve bu da çevre sorunlarına neden olmaktadır.
Fazla göçten dolayı iş istihdamında düşüş ve
işsizliğin artması, çok işçi olduğu için ve kırdan gelen işçilerin çok maaş
istemedikleri için şehirli işçilerin de maaşlarının düşmesi, göç alan ve veren
şehrin eğitim düzeylerinin azalması gibi sıralayabiliriz. (göç edenler
genellikle lise mezunu olduğu için ve göç ettikleri yerlerdeki okulların
kullanılmadığından yıkılmasından dolayı)
Anahtar
Kelimeler: Göç, Kırdan Kente, Parçalanma
Ellerine sağlık Kerem , güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSil